HASHIMOTO NEDİR?

HASHIMOTO NEDİR?

HASHİMOTO TİROİDİTİ

Dr. Hakuru Hashimoto tarafından 1992 yılında tanımlanan ve daha sonradan adını alan “Hashimoto Tiroiditi”; normal olan tiroit hücrelerinin, bağışıklığın düşmesiyle tiroit dokusuna yönelik antikor üretmesine sebep olarak tiroit bezini harap etmesiyle oluşur. Çevresel, genetik ve immünolojik (bağışıklık) faktörlerini içeren otoimmün bir hastalıktır. İyot eksikliği olmayan yerlerde daha çok guatr ve kazanılmış hipotiroidi ile karşımıza çıkar ve kadınlarda erkeklere göre görülme olasılığı daha yüksektir. Bireyde serumda tiroid otoantikorlarının artmasıyla ve guatr varlığıyla tanı alır. Doktora başvuru sebepleri; guatr, yorgunluk, konstipasyon (kabızlık), ciltte kuruma gibi tiroit fonksiyonlarının azalmasıyla gelişebildiği gibi alopesi, tip 1 diyabet, vitiligo, çölyak hastalığı, atopi, depresyon gibi diğer hastalıklarla da ilişkili gelişebilir.


HASHİMOTO TİROİDİTİNDE BESLENME

- Tiroit sağlığında iyot ve selenyum mineralleri başta olmak üzere besin ögeleri etkilidir. Demir, selenyum, A vitamini, çinko eksikliği iyot ve tiroit fonksiyonlarını etkilemektedir. İyot alımı önemli olmakla birlikte otoimmün hashimoto hastalarında fazla alınması hastalığı şiddetlendirebildiği için dikkatli olunmalıdır. Selenyum antioksidan özellik gösterdiği için oksidatif hasardan korur. Fakat selenyumun fazla alınması tiroit hormon metabolizmasında zararlı etkiye sahip olabilir.
- Enerji ve karbonhidrat kısıtlaması, tiroit hormon aktiviteseni azaltabileceği için bireyin ihtiyacına göre enerji alımı sağlanmalıdır.
- Yağlı balıklar, inek eti, yumurta gibi protein içeren besinler; iyot, çinko, demir, omega-3 kaynağı olduğu için diyette tüketimi arttırılmalıdır.
- Karnabahar, lahana, brüksek lahanası, şalgam, tup, soya gibi guatrojenik besinler tiroit hormonu üretimine ve kullanımına müdahale ettiği için uzak durulmalıdır.
- Çölyak hastalığı mevcutsa glütensiz diyet tüketimi önerilir.
- Günlük sıvı alımı 2-3 litre kadar olmalı.

Sonuç olarak otoimmün bir hastalık olan hashimoto tiroiditinde guatr varlığı ve iyot yetersizliği olmayan bölgelerde hipotiroidi gelişmesi sonucu oluşur. Tanı alan hastalar; kişiye göre enerji alımı sağlanmalı, guatrojen besinlerden uzak durmalı,
doktor tarafından verilen ilaçlar düzenli olarak kullanılmalı ve düzenli olarak TSH, T3 ve T4 düzeylerini takip etmelidir.

DİYETİSYEN MERYEM HAFIZOĞLU
KAYITLI DİYETİSYEN KODU:DYT54267

Paylaş

Yazar Hakkında

Meryem Hafızoğlu
Meryem Hafızoğlu

Merhabalar, severek okuduğum ve öğrendiğim bölümden mezun olarak artık resmi olarak bir diyetisyenim. Gerek stajlarımda gördüğüm gerekse çevremde duyduğum, gözlemlediğim kadarıyla insanlara diyet denildiğinde bir korku oluşuyor. En büyük korkularından birisinin de “yasak” olan besinler olup, sevdikleri gıdalardan uzak kalacakları olması. Hâlbuki kişinin herhangi bir rahatsızlığı/hastalığı yoksa besinleri yasaklamak yerine sınırlandırılması önerilir. Çünkü besinler tamamen yasaklanırsa, sürdürülebilir bir beslenme olmayacağına inanan bir diyetisyenim. Eğer aklınızdan diyete başlamak geçiyorsa, hiç durmayın! Hemen iletişime geçin! Beslenmeyle ilgili doğru bildiğimiz yanlışları düzeltelim! Örneğin; eğer zayıflamak istiyorsanız ekmek kesinlikle yememelisiniz gibi… Benim amacım; sizlerin diyet algısını değiştirmek ve evinizin diyetisyeni olmak :) İletişime geçecek kişiler; belki gebe bir kadın belki emzirmeye başlayan anne belki profesyonel bir sporcu belki sağlıklı beslenmeyi öğrenmek isteyen biri belki kronik bir böbrek hastası belki de catering patronu. Kendimizi lütfen “kilo vermek istiyorsam diyet yapmalıyım” klişelerinden uzak tutalım. Beslenme nerede varsa biz diyetisyenler oradayız ve sürdürülebilir, sağlıklı bir beslenme için bir mail, bir DM uzağındayız! O zaman ne diyoruz? “Diyete Başlıyor, Korkmuyorum!”

Yorumlar (0)

    Hiç Yorum Yapılmamış

    İçin bir inceleme yazın

    "

    "

    Yoruma Cevap yazmaktasınız

    500 karakter kaldı