POPÜLER DİYETLER

POPÜLER DİYETLER

POPÜLER DİYETLER
Çevremizde “hemen kilo vermeliyim” “hızlı kilo vermeliyim, bana hemen kilo verdirebilir misin?” diyen insanlarla karşılaşıyoruz. Maalesef karşılaştığımız bu insanlar, aceleci bir şekilde kilo vermek istedikleri için “popüler” olan bazı diyetleri uyguluyorlar. Bu hafta en çok uygulanan diyetlerin artılarına ve eksilerine birlikte bakalım.

KETOJENİK DİYETLER
Epilepsi gibi hastalıklarda verdiğimiz ketojenik diyetten farklı olarak yüksek protein, yüksek/orta yağ ve düşük karbonhidrat içeren bir diyet türüdür. İsim olarak aşina olunan “Dukan Diyeti”, “Karatay Diyeti”, Atkins Diyeti”, “Leptin Diyeti”, “Zone Diyeti” bu grupta yer alır. Yüksek protein tüketimi, vücut yağ yüzdesinin azalmasında etkilidir. Ayrıca düşük karbonhidrat içermesi de enerji ihtiyacının yağlardan karşılanması sağladığı için kilo vermede etkili olduğu bilinmekle beraber uzun süreli uygulandığında kan basıncında aşırı düşme olması şok ve bilinç kaybına sebep olabilir. Yağ tüketiminin fazla olması hiperlipidemi (yağın kanda yükselmesi) ortaya çıkmasına neden
olur. Özellikle doymuş yağ tüketimi ve kolesterol alımının da fazla olması, aşırı yükselen kan kolesterolü ve kan yağları damar sertliğine ve kalp yetmezliğine neden olur. Yüksek protein ketosize neden olur, bedenin sıvı dengesi bozulmasına ve ürik asit oluşumunun artmasına dolayısıyla gut hastalığına sebep olabilir. Fazla protein tüketimi kalsiyum atılımını arttırdığı için kemikten kana kalsiyum geçişi olur ve bu da osteoporozis (kemik kırılması) riskini arttırır. Sebze ve meyvenin diyette az olması potasyum, magnezyum gibi minerallerin yetersizliğine sebep olabilir ve sonucunda da hipertansiyon hastalığı görülebilir. Konstipasyon (kabızlık), baş ağrısı ve saç dökülmesi gibi yan etkilere sebep olabilir. Kısa süreli vücut ağırlığında etkili olduğu fakat uzun süreli sağlık problemlerine yol açabilir.

Aralıklı Oruç (Intermittent Fasting/ IF)
Kalorisi çokça kısıtlanan, belirli süre aç kalmayı hedefleyen, kan glikoz seviyelerinin normalde tutulmasını, glikojen depolarının azalmasını veya boşalmasını, keton cisimciklerinin oluşmasını sağlayan bazı metabolik olayları etkileyen diyet türüdür. Kilo vermeyi, yağ dokunun azalmasını, yağsız dokunun artması amaçlar. Birçok modeli vardır fakat en çok uygulanan; 16:8 modelidir (16 saat aç, 8 saat ye). Kısa süreli uygulamalarda; insülin direnci, vücut yağ kaybı gözlenir. Kısa süreli glikoz tolerasyonu sağlarken uzun süreli glikoz toleransını olumsuz etkileyebilir. Diyabet hastalarına, emziren/gebe kadınlara önerilmez. Uzun süreli uygulamalarda bazal metabolizmayı yavaşlatabilir.

Sonuç olarak; “popüler diyetler ”in olumlu ve olumsuz birçok yanı bulunuyor. Bu sebeple diyetler yapılmak istendiğinde mutlaka bir uzman tarafından takip edilmelidir. Diyet listesi hazırlanırken kişinin; yaş, cinsiyet, yaptığı iş, yaşadığı yer, kiminle yaşadığı, hastalığının olup/olmaması vb. birçok faktör etkilediği için en önemlisi “kişiye uygun, sürdürülebilir bir beslenme programı” olması önemli olduğu için hayatınıza uygun bir diyet listesi her zaman önceliğiniz olmalıdır.
Sağlıklı günler…

*İnternet sitemizde yer alan bilgiler bilgi amaçlıdır, tanı ve tedavinin yerini tutmaz.

Diyetisyen Meryem Hafızoğlu
Kayıtlı Diyetisyen
Kodu:DYT54267

Paylaş

Yazar Hakkında

Meryem Hafızoğlu
Meryem Hafızoğlu

Merhabalar, severek okuduğum ve öğrendiğim bölümden mezun olarak artık resmi olarak bir diyetisyenim. Gerek stajlarımda gördüğüm gerekse çevremde duyduğum, gözlemlediğim kadarıyla insanlara diyet denildiğinde bir korku oluşuyor. En büyük korkularından birisinin de “yasak” olan besinler olup, sevdikleri gıdalardan uzak kalacakları olması. Hâlbuki kişinin herhangi bir rahatsızlığı/hastalığı yoksa besinleri yasaklamak yerine sınırlandırılması önerilir. Çünkü besinler tamamen yasaklanırsa, sürdürülebilir bir beslenme olmayacağına inanan bir diyetisyenim. Eğer aklınızdan diyete başlamak geçiyorsa, hiç durmayın! Hemen iletişime geçin! Beslenmeyle ilgili doğru bildiğimiz yanlışları düzeltelim! Örneğin; eğer zayıflamak istiyorsanız ekmek kesinlikle yememelisiniz gibi… Benim amacım; sizlerin diyet algısını değiştirmek ve evinizin diyetisyeni olmak :) İletişime geçecek kişiler; belki gebe bir kadın belki emzirmeye başlayan anne belki profesyonel bir sporcu belki sağlıklı beslenmeyi öğrenmek isteyen biri belki kronik bir böbrek hastası belki de catering patronu. Kendimizi lütfen “kilo vermek istiyorsam diyet yapmalıyım” klişelerinden uzak tutalım. Beslenme nerede varsa biz diyetisyenler oradayız ve sürdürülebilir, sağlıklı bir beslenme için bir mail, bir DM uzağındayız! O zaman ne diyoruz? “Diyete Başlıyor, Korkmuyorum!”

Yorumlar (0)

    Hiç Yorum Yapılmamış

    İçin bir inceleme yazın

    "

    "

    Yoruma Cevap yazmaktasınız

    500 karakter kaldı